Sokrates, sorgulamanın Kralı…

Tarih boyunca her coğrafyada sayısız insan sayısız fikirler üretti. Birçok gelenek geldi günümüze. Dinler, ahlak öğretileri… Ya yanılıyorlarsa? Ya haklılarsa? Peki ya üçüncü bir seçenek?

Gerçek ve doğru oldukça mühimdir. Ama binlerce yıldır sahte mürşidler bilerek isteyerek gerçek ve doğruya yalan ve yanlış kattılar; bir çorba gibi birbirine karıştı ve birbirinden ayırd edilemez oldu. Şanslıyız ki farklı coğrafyalarda ve tarihlerde geleneklerde kalan gerçek ve doğrular heryerde aynı olmadı. Ama birsürü değerli eser ve bilgi de tarihin sayfalarından kayboldu gitti. Çin’in savaşan devletler döneminde Yangism adında bireyci bir okul vardı ama kayboldu. Bu okulun eserlerinin sadece ufak parçaları günümüze gelebildi. Ama bireycilik 2000 yıl sonra Avrupa’da Yangism’den bağımsız olarak yeniden doğdu. Mayaların, Azteklerin yazılarının kaybedildiğini göz önünde bulundurursak daha nelerin kaybolduğunu en azından hayal edebiliriz.

Çok kaynak var. Gene de tarihten silinenler de var. Ve de sahte mürşidlerin bilerek ve isteyerek söyledikleri yalanları ve yanlışları da. Doğrular ve gerçekler çok uzaktadır. Körü körüne kabullenilemez eldeki bilgiler ve veriler. Elimizden ne kadar geliyorsa o kadar çok şey okumalıyız. Kaynaklarımızı da olabildiğince geniş tutmalıyız. Tek kaynaktan beslenmek o kaynağın hatalarını görememeye ve yeni fikirlerden mahrum olmaya sebeb olur. Çok okumalıyız, çok çalışmalıyız ama elimizden geldiğince de sakin olmalıyız. Meditasyonların ve zikirlerin amacı bu değil midir zaten? Neden bilgeler binlerce yıl bunları neden önermiştir? Sakin olursak doğruya ve gerçeğe kolayca ulaşırız. Sakin olamazsak işimiz çok zorlaşır. Bırakın işlerinizi bilinçaltınız yapsın. Siz elinizden geldiğince okuyun, araştırın, çalışın, düşünün, sorgulayın; bırakın geri kalanını da bilinçaltınız sizin yerinize yapsın. Doğruların ve gerçeklerin size ani ve sebebsiz bir şekilde geldiğini göreceksiniz. Henri Bergson’un sezgi, Muhyiddin Arabi’nin Keşfü İlham ve Gazali’nin de kalp dediği şey zaten bundan başka birşey değildir.

Sorgulamak gerçekten çok değerli bir hazinedir. Fakat bedeli de çok ağırdır. Maddi manevi başınıza üşüşecektir.

Son kararı verecek olan yalnızca sizsiniz. Ben sizin son kararınıza karışamam.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir