Tarihin başlangıcında Bilim, Din ve Felsefe içiçeydi. Aslında bu Batı dünyasında Aydınlanma dönemine kadar, dünyanın geri kalanında ise Batının kültürel hegemonyasının iyice yerleşmesine kadar sürdü.

Simya ile başlayalım: Kimyanın ilkel bir formu olduğu iddia edilir, ancak çok daha fazla şey barındırır. Tek bir örnek vereyim: Felsefe taşı denen şeyi duymuşsunuzdur. Altın yapmak ve ölümsüzlük iksiri için gereklidir. Batıni manası ise kişinin Kemale ermesidir ki Budizm’de karşılığı Nirvana veya Buddha olmaktır. Bu tek örnek dışında Simyada daha pek çok felsefi ve dini öğreti de mevcuttur. Simya ile çok benzerlik gösteren Kabala ve Pratik Kabalayı ele alalım: Kabalanın amacı evren ile tanrı arasındaki ilişkiyi anlamak, incelemek ve araştırmaktır. Bildiğiniz bilim. Simyadaki Kemale erme meselesi burada aynıdır. Aslında Tasavvuf ve Masonluk gibi diğer ezoterik yolların hepsinin amacı Kemale ermektir. Pratik Kabala ise Büyülerle ilgili olan kısımdır. Biraz da büyüye değinmek lazım: Büyüler mesela Masonlar ve ona benzer yapılarca da kullanılır. Ortaçağ hıristiyan dünyasının büyü tarifi şöyledir: ‘Tanrıdan ve Tanrılardan yardım istemek amaçlı hıristiyanlık dışı bütün ritüeller’. İslamda da dua Arapça olunca Havas ilmi ve Vefk gibi adlar alıyor, aynı dualar mesela Süryanice olunca bu büyü olarak adlandırılıyor. Onun dışında Voodoo gibi geleneksel tıp anlayışlarında da görülen bitki karışımları da çok önemli yer tutar. Isaac Newton hakkında da biraz konuşmak istiyorum: Aslında oldukça mistik bir kişi olan Newton’un Simya ile ilgili olanlar gibi birçok görüşü ondan sonra gelen Ortodoks Bilimcilerce ‘Hurafe’ ve ‘Sapkınlık’ olarak görüldüğü için dışlanmıştır. Zaten dediğim gibi ayrışma yalnızca 18.yüzyıldaki Aydınlanma ile başlamıştır; bu tarihe kadarki gelmiş geçmiş bütün Bilimadamları hem bilimadamı hem de büyücüdür. Aslında dediğim gibi zaten ayrı kategori bile yoktu. 18. Yüzyıldan itibaren bütün ilimler aslında bilimsel olmayıp ideoloji temeline dayalı doktrinlerle sıkı bir şekilde denetlendi; geçebilenler modern bilimin parçası oldu ve tanrılaştırıldı, geçemeyenler ise büyü, okült, hurafe damgaları yedi ve dışlanıp şeytanlaştırıldı.

Biraz da başlangıca gidelim: İlk insanlar genel olarak Şamanistti. Şamanizm ilginç bir şekilde birbiriyle iletişimi olamayacak coğrafyalarda aynı doktrinlere sahip olabilmişlerdir. Şaman, ruhlarla iletişim kurup tavsiye alabilen adamlara denir. Şifacı yönleri bilinir. Onun dışında topluluğa bilgeliğiyle danışmanlık yapan ve yeni fikirler veren insandır da. Bilim, Din ve Felsefe bir arada. Ruhlarla iletişim konusuna bilimsel kanıt olarak Bilinçaltının hafızada yer alan parçaları birleştirip görünür bir mantık hesabı olmaksızın çıktı vermesi ile Sokrat’ın önerme silsileleri ile bilgiye ulaşma yöntemlerinin birleşimini verebiliriz. Bilim, Din ve Felsefe’nin birlikte oluşunu Sümerlerde de görürüz; rahip sınıfı yıldızlara bakarak sözgelimi takvimi ayarlar ve ‘Şu zamanda ürünü ekin’ ‘Bu zamanda yolculuğa çıkmayın’ gibi şeyler söylüyordu. Masonlar köklerini duvar ustalarına dayandırırlar. Demirciliğe de birçok zaman kutsallık atfedilmiştir. Druidleri de biraz anlatayım: Bu kimseler Keltlerin hem ruhban sınıfı, hem filozofları, hem de bilimadamlarıdır. İlginç bir özellik olarak Druid geleneğinde yazı yazmak yasaktır, bütün herşey sözlü olarak aktarılır. Benzeri bir şekilde yazı kullanmayan polinezyalılarda da bilhassa seyrüsefer teknikleri sözlü olarak aktarılır ve din ile de içiçedir. Druidlerin otlarla ve doğayla olan ilişkisi de meşhurdur. Taoist simyaya da değinmemek olmaz: Bunu Pratik Kabalanın Taoist versiyonu olarak adlandırabiliriz. Her ne kadar önyargılar sonucu diğerleri gibi dışlanıp reddedilse de aslında ortodoks bilimin metodlarıyla bile tasdik edilebilecek sayısız çok değerli uygulama mevcuttur. Taoist keşişlerin uygulamalarıyla günümüzde erkek gruplarının bazıları oldukça ilgilidir.
Neden birbirinden ayrıldı Bilim, Din ve Felsefe? Neden birine Bilim diğerine Büyü dendi? Din, Felsefe ve Büyü olarak adlandırılan birçok şey Ortodoks bilim tarafından dahi tasdik edilmek zorunda kalınıyor. Sorun Ortodoks bilimin totaliterliğidir. En basitinden neden tek bir bilimsel metod olmak zorunda? Mesela Henri Bergson gibi neden Sezgicilikle yolumu bulamam? Veya akıl mantık önermeleri silsileleriyle mesela? Veya başka bir metodla? Sadece bu da değil; Birçok büyü ve benzeri şeyin Ortodoks bilim tarafından dahi kanıtlandığını ve tasdik edildiğini söylemiştim. Birçok şeyin gerçekliğini inkar edemiyorlar ama hala inatla ‘Hurafe’ damgası yapıştırmaktan da geri durmuyorlar. Sümerler bizim hala gözlemleyemediğimiz Dokuzuncu gezegeni biliyorlardı. Birçok geleneksel bitki karışımının, ki Şamanizm kökenli oldukları için ‘Hurafe’ damgası yemekten kurtulamıyorlar”, çok etkili ilaçlar olduğu biliniyor. Birde burada değinmeden edemeyeceğim Lamarck, Lysenko, Wilhelm Reich, Stanley Meyer, Eugene Mallove gibileri var. Bu kimseler Ortodoks Bilimin sınırlarını ufacık bile ihlal etmemelerine rağmen sırf birilerinin veya ortodoksinin işine gelmediği için linç edilmiştir. Son üçü insanlığa hizmetlerinin bedelini hayatlarıyla ödemiştir. Yeni gelişen Epigenetik biliminin verilerinin tamamen Lamarck’ı desteklemesine rağmen hakkı hala teslim edilmemektedir. Lysenko ise günümüzde bir şeytan imgesine dönüştürülmüştür ve insanoğlu onun başarılarından ve eserlerinden mahrum bırakılmaktadır.

Modernite ve Aydınlanma, aslında özgürlük talebiyle yükselmiş olsa da günümüzde totaliter bir hal almıştır. Belkide hep öyleydi. Avrupanın 19.yüzyılda dünyanın geri kalanına hegemonya kurmasıyla da teslim olmayan tek bir yer bile kalmadı. Gerçi tarihin her zamanında büyük kimseler kendi çağlarına karanlık çağ demiştir.

2 cevaplar
  1. Solomon
    Solomon says:

    Teoloji, din felsefesi, felsefi teoloji, kat? ak?lc?l?k, fideizm, elestirel ak?lc?l?k, cat?sma, farkl?lasma, diyalog, butunlesme, bilimin Islamilestirilmesi

    Cevapla
  2. Sarah
    Sarah says:

    gibi insana ait diger bilgi t rlerini k lt r n unsurlar? d?s?nda b?rakt?g?m?z d s n lmesin. Elbette b t n bilgi t rleri mutlak anlamda k lt r n olusmas?nda etkilidir. Ancak din, bilim ve felsefe kanaatimizce burada merkezde durmaktad?r, dolay?s?yla k lt r n temel unsurlar?d?r.

    Cevapla

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir