Gübrelerden ve başka şeylerden Uranyum ve Kadmiyum gibi zehirler toprağa, suya ve başka yerlere saçılıyor. Aslında Uranyum ve Kadmiyum, yerkabuğunda az bulunan ve değeri yüksek elementlerdendir. Ve ayrıca bazı bitkilerin, mantarların vs bu zehirleri topraktan alıp kendi bünyelerinde depoladığını biliyoruz. Bu canlılar bu zehirleri kendi bünyelerinde toplayınca toprak, ağır metallerden temizlenmiş oluyor. Peki bu canlıları değerli metallerin cevheri olarak neden kullanamayalım? Sonuçta bunları kendi bünyelerinde toplamıyorlar mı? Beyaz Balinaların öldükleri zaman bünyelerinde zehirli atık sayılabilecekleri kadar ağır metal biriktiği söyleniyor. Bu ağır metaller aynı zamanda yerkabuğunda az bulunan değerli metaller değil miydi? Mesela Cıva, yerkabuğunda nerdeyse Gümüş kadar nadir bulunur. Ama her ne hikmetse nerelerde nerelerde çıkıyor ve çok düşük miktarları bile inanılmaz zehirli olabiliyor… Ayrıca Marmara denizi bir müsilaj sorunu yaşamıştı. Müsilaj’ı piroliz ettiğiniz takdirde çok güzel yakıt ve gübre olmaz mı? Ayrıca Müsilaj’a neden olan şeyin suni gübreler olduğu söyleniyor! Bu suni gübrelerin denize karışmasını neden önleyemiyoruz peki? Atık bile olsalar çeşitli bitki ve mantar türleri vs buralarda iyice palazlanabilir ve hiçbir şey yapılamasa bile bunlar piroliz edilip biokütle ve gübre olarak kullanılamaz mı?

Balık çiftliklerinde yem olarak denizden değil de karadan elde edilen birşeyler kullanılsa daha güzel olmaz mı? Balıkları avlama kapasitemiz bir yere kadar ve aslında o sınırı çoktan geçtik ama karasal kökenli yem ile besleme durumunda çok daha fazla ürün elde etmemiz mümkündür. Ayrıca balık çiftlikleri suya çok miktarda atık karıştırır. Bu atıklarda aslında değerli bir sürü şey vardır. Bu atıkları da bir şekilde toplasak maden cevherleri ve piroliz edilebilecek biokütle elde edemez miyiz? Ama yapmıyoruz! Neden? Kapitalizm tıkanmış durumda! Kapitalizm bize sanayi devrimini getirdi ama bugün inovasyonun öncüsü değil tam tersine engelleyicisi konumunda! Eğer bir bilim devrimi olursa bunun tek kaybedeni global plütokratlar olacaktır. Şu anda ise tek kazanan onlar! Ne istiyorlar bizden? Dünya üniversitelerini de kendilerine bağlamış durumdalar! Kimse gıkını çıkaramıyor! Pestisidlerin ve GDOların kontrolsüz kullanımı da ciddi bir sorun.
Dünya kötü bir yer! Çile ile dolu! Ama biz birbirimizi desteklersek çok güzel şeyleri başarmamız mümkündür! Pandalarda her iki doğumdan birinde ikiz doğum gerçekleşir, ancak anne panda yalnızca birine bakabileceği için diğerini ölüme terkeder! İşte o ölüme terkedilen Panda’ya biz sahip çıkalım diyorum! Dünya zor bir yerdir ama birbirimize destek olarak bu zorlukları en azından çok daha dayanılır hale getirebiliriz! Her yer çıkarlarla dolu. Osmanlı’ya matbaanın gelmesini kitapları elle çoğaltarak geçinenler engel olmak istemişti. Tren gelince Pony Express tedavülden kalktı. Haber-Bosch prosesi gelince de Nitrat madenciliği bitti. Ama şimdi bu tarz gelişimler mümkün değil! Bilimsellikten bahsediyorlar! 300 yıl önce özgür düşünce ve sorgulama kavramlarını slogan haline getirmiş olanların mirasçıları bugün bu değerlerin en büyük düşmanı! Tüm dünyada yokluk yoksulluk bitebilir! Uzay bizi bekliyor! Ama gidemiyoruz! Bir türlü olmuyor! Enerjinin pahalı olmasını istiyorlar çünkü aksi takdirde pek çokları batar! Ama enerjinin pahalı olması biz sıradan insanların yokluk çekmesi demek! Laboratuar yapımı organlar ve yaşlanmanın tersine çevrilmesi de istenmiyor çünkü bu teknolojiler de gene karlara çok büyük tehdit.

Her yıl üretilen buğdayın üçte biri yakılır! Yakmayıp aç insanlara bağışlasalar kalan buğdayın karı düşer; bu yüzden de bunu yapmazlar! Domates, patates vs de çöpe dökülür fazlalık olduğu takdirde. Ne istiyorlar? Eğer batı ülkelerinde eşitsizlik fazla olmasaydı ve göçmenlerin yarattığı kaygı da yüksek olmasaydı bunları gene konuşurduk ama muhatap bulmakta çok daha zorlanırdık! Peki yayınlanan bilimsel makalelerdeki rakamlar gerçekten ne kadar güvenilir? Yapmadıkları araştırmaların rakamlarını kendi istedikleri şekilde yayınlamadıklarının garantisi nedir? Ağaç plantasyonlarının Kenevir kağıdına neden karşı olduğunu biliyoruz. Petrol ve doğalgaz çok ucuzlarsa ne olur peki? Yenilenebilir enerjiler de sanıldığı kadar masum değil! Neden illa Darwin illa Darwin? Neden Lamarck, Lysenko, Nietzsche, Kropotkin ve Henri Bergson değil de Darwin? Zaten tarih boyunca düzenler kaderciliği çok sevmiştir ve özgür iradeyi savunanları da hiç sevmemiştir! Hasta olsanız sizinle nemrut biri mi ilgilensin istersiniz yoksa sempatik ve sevimli birisi mi?

Hakkımızda hayırlısı! Hayrın şerrin ne olduğu hiç belli olmaz! Bolluğa ulaşmak o kadar da zor birşey değil ama bolluğa ulaşmak gerçekten hayırlı mı olur; hiç bilemiyorum! Gene de elimizden geleni yapmalıyız! Daha güzel bir dünyayı haketmiyor muyuz? Ya onlar kazanacak ya biz! Hangimiz kazansın?

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir