Gübrelerden ve başka şeylerden Uranyum ve Kadmiyum gibi zehirler toprağa, suya ve başka yerlere saçılıyor. Aslında Uranyum ve Kadmiyum, yerkabuğunda az bulunan ve değeri yüksek elementlerdendir. Ve ayrıca bazı bitkilerin, mantarların vs bu zehirleri topraktan alıp kendi bünyelerinde depoladığını biliyoruz. Bu canlılar bu zehirleri kendi bünyelerinde toplayınca toprak, ağır metallerden temizlenmiş oluyor. Peki bu canlıları değerli metallerin cevheri olarak neden kullanamayalım? Sonuçta bunları kendi bünyelerinde toplamıyorlar mı? Beyaz Balinaların öldükleri zaman bünyelerinde zehirli atık sayılabilecekleri kadar ağır metal biriktiği söyleniyor. Bu ağır metaller aynı zamanda yerkabuğunda az bulunan değerli metaller değil miydi? Mesela Cıva, yerkabuğunda nerdeyse Gümüş kadar nadir bulunur. Ama her ne hikmetse nerelerde nerelerde çıkıyor ve çok düşük miktarları bile inanılmaz zehirli olabiliyor… Ayrıca Marmara denizi bir müsilaj sorunu yaşamıştı. Müsilaj’ı piroliz ettiğiniz takdirde çok güzel yakıt ve gübre olmaz mı? Ayrıca Müsilaj’a neden olan şeyin suni gübreler olduğu söyleniyor! Bu suni gübrelerin denize karışmasını neden önleyemiyoruz peki? Atık bile olsalar çeşitli bitki ve mantar türleri vs buralarda iyice palazlanabilir ve hiçbir şey yapılamasa bile bunlar piroliz edilip biokütle ve gübre olarak kullanılamaz mı?

Devamını Oku

Bana göre bir ülke, Gayrısafi Yurtiçi Hasılasının en azından %10’unu ve daha da fazlasını AR-GE yatırımlarına harcamalıdır. Teknoloji ve yenilikler oldukça önemlidir. Tarihte bu anlamdaki belki en büyük olay sanayi devrimi olabilir ama mesela ortaçağ avrupasında nufusun katlanmasını sağlayan ağır pulluğun kullanılmaya başlaması ve nadasa bırakma yöntemlerindeki değişimler gibi yeni tarım teknikleri de oldukça önemli olaylardır. Günümüzde batı medeniyeti en güçlü medeniyettir ama mesela Çin, belki 3000 yıldır büyük bir medeniyettir. Batı medeniyeti, ‘Bilgi güçtür’ felsefesinin epey ekmeğini yemiştir. Hindistan ise çok uzun bir süre felsefe yapmanın dünyanın geri kalanına göre çok daha özgür olduğu bir yer olmuştur. Sonuçta Bugün elimizde olan akıllı telefonlar abaküslere inovasyonlar eklenmesiyle ortaya çıkmıştır. Bütün teknolojiler zaten o sırada mevcut olanların modifiye edilmesi silsilesiyle ortaya çıkmıştır. 300 yıl önce elektrik dahi hayal edilemeyen birşeydi. Ayrıca hayal kurabilmek de çok önemlidir! Kolomb öncesi Amerikalılar da tekerleği bağımsız olarak keşfetmiş ama oyuncakların dışında birşeyde kullanmayı akıl edememiştir! Güney Kore günümüzde Gayrisafi Yurtiçi Hasılasının önemli bir kısmını AR-GE yatırımlarına ayırmaktadır ama Hayalgücü ve Yaratıcılığı öldüren eğitim sistemi ile diğer şeyler yüzünden istediği verimi elde edememektedir. Gayrisafi Yurtiçi hasılasını oransal olarak en yüksek oranda AR-GE yatırımına harcayan ülke ise İsrail’dir. İsrail, her türlü olumsuzluğa rağmen bir mucize yaratmayı başarmış olmasıyla bilinir.

Devamını Oku

Başlıkta dediğim gibi: Taş devri, bakır çağı, bronz çağı ve demir çağı… Peki ya neden platin çağı? Ve neden engelleniyor?

Devamını Oku

Bize söylenmeyen pek çok şey var. Pek çok bulguyu bilgiyi karartıyorlar. Otoritelerinin sarsılmasından korkuyorlar. Çıkarlarının zedelenmesinden korkuyorlar. Ya onlar hariç herkes kazanacak yada onlar hariç herkes kaybedecek!

Devamını Oku

Teknolojik tekillik uzakta değil. Birkaç yıla kadar giyilebilir teknoloji iyice yayılacak. 3d yazıcılar gün geçtikçe yayılıyor ve daha erişilebilir oluyor. 10 yada 20 yıl sonra hayatımızda neler olacağını hayal etmek kolay değil.

Devamını Oku

Malthus demiştir ki, insan nüfusu artacak ama gıda üretimi ona yetişemeyecek. Peki ya ben size bunun tersinin gerçekleştiğini söylesem ve bunun kanıtı olarak da fazla kilolarınızı göstersem?

Devamını Oku

Mesela bir cinci hocayı düşünün; laboratuvara getirdik ve iddia ettiği cinlerle ilgili testler yaptık. Üçkağıtçıysa zaten ortaya çıkar. Cinci hocaların samimi olanlarının en azından bir kısmının bilimsel testleri kabul edeceğine eminim. Ama bunu kabul edecek üniversite… İşte işin zor kısmı bu!

Devamını Oku

Hepinizi Porsche sahibi yapacağım desem ne dersiniz? Çok uçuk geldiğinin farkındayım ama emin olun yapabilirim. İsterseniz daha fazla top çevirmek yerine sırrını anlatayım:

Devamını Oku

Kropotkin, Karşılıklı Yardımlaşma kitabında Darwinizm’e çok güzel bir alternatif ve rakip sunuyor. Adamakıllı bir bilincim oluştuğundan beri Darwin’i hiç sevmem. Darwin, ve bir de Malthus sanki insanlıktan çıkmış gibi. Halbuki merhamet, sempati, sevimlilik, dostluk, sıcaklık, yardımlaşma bence çok önemli.

Devamını Oku