Kervran’ın Biotransmutasyonu, Anti Gravity, Vatikan’da Chronovisor, Norilsk’te birşeyler, Kamçatka’daki Irkuiem ve çok daha fazlası… Büyük güçlerin sırları olması gayet normaldir. Fakat artık biz sıradan insanların da faydalanma zamanı gelmedi mi?

Yalan söylüyorlar, rüşvet alıyorlar ve daha pekçok şey var. 18. yüzyılda bilim; sorgulama, eleştirme, düşünce özgürlüğü gibi kavramlar için bedel ödemişti. 21. yüzyıla geldiğimizde ise 18. yüzyılda bedel ödeyenlerin varisleri, uğruna bedel ödenen değerleri çiğniyor. Madenlerde cevherlerin değerliliği düşüyor, azot oksitler ve sülfür dioksit başta olmak üzere kirlilik, östrojen üreten tavuklar, sürekli düşmekte olan global doğum oranları, katledilen ormanlar ve kuraklaşma, açık kanıtlara rağmen inatla inkar edilen ve hatta ilgilenenlerin büyücülükle suçlandığı kriptozooloji, onca sigara yasağına rağmen bir türlü dinmeyen kanser salgını, kalp ve diyabet gibi salgınlar da var, daha bir sürü şey daha var… Teknolojik tekilliği bekliyoruz ama ilkel tarım toplumlarına dönebiliriz de. Bu risk yok diyemeyiz. Belki de medeni olmak o kadar da iyi birşey değildir. İbn Haldun’un asabiyet teorisinden ve döngülerinden deyim yerindeyse hayvandan farksız klanların üstün medeniyetlerden çok daha güçlü olduğunu anlıyoruz. Darwin’in güçlü olanın hayatta kalması tezini duymuşsunuzdur. Nietzsche ise bu teze karşılık hayatta kalan zayıf ve aşağı olandır der. Gerçekten de muhteşem dinozorların soyu tükendi ancak uyduruk bir bakteri radyoaktif atıkların içinde yaşayabiliyor. Bir sürü paradoks var. Daha çözülmemiş nice paradoks var bu dünyada. Hem de her konuda. Aklın mantığın sınırı buraya kadar. Buradan itibaren aklımızı kapatıp hislerimizle hareket etmemiz gerekiyor. Şamanlar boşuna esrar, ayahuasca, mantar vs tüketmiyor. Akıl mantıkla bir yere kadar gidebilirsiniz. Deney gözlemle de bir yere kadar gidebilirsiniz. Ondan sonra ise bilinçaltının, sezginin, vahyin, ilhamın krallığı başlar. Bir sigara yakın ve sakin olun. Sakin olmazsanız hiçbir şeyi çözemezsiniz. Sorunlar olmasaydı mayalar niye inşa ettikleri piramitleri terkedip köylerine dönsün ki? Canlı dinozor kabartmaları ve ilkel zamandan astronot heykelcikleri var. Bir insan kafatası radyometrik tarihlemeyle 300 milyon yaşında. Ben ise şunu söylüyorum ki insan diğer canlılara nazaran aklına çok bağımlı ve insan aklı hastalanmaya çok meyilli. Kim deli kim sağlıklı buna kim karar veriyor? Otoritelerin sıhhatli olduğunun kanıtı ne? Belki de otoriteler kafayı yedi ve deliye sağlıklı sağlıklıya ise deli diyorlar. İnkar edebilir misiniz? Yanıldığımı nasıl kanıtlayabilirsiniz? Yüzbin çeşit şey konuştuk. Teknolojik tekilliği görebilecek miyiz? Belki birkaç bin yıl önce insanoğlu uzaya gitti ama felaketler oldu ve ilkel çiftçilere dönüştük. Adem’in çiftçi olduğu söylenir ve eğer öyleyse avcı toplayıcılığa gerilemiş bazı yerlerde insanlar. Bunu çözecek olan biziz. Başkası çözemez. Çözebilir mi sizce? Öyle bir yetisi var mı? Düşünmeyen sorgulamayan insanların neye yetisi olabilir ki?

Belki umutlu olmak iyidir, belki umutsuz olmak. Sıkıntı dert her zaman olacak. Hiçbir zaman hiçbirşey dört dörtlük olmayacak. Dünya bu, illa acısı zahmeti olacak…

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir