Erkek düşmanı apartheid şimdiden geldi ve daha kötü günler de gelecek! Enerjinin korunumu kanunu çoktan çürütüldü ama birilerinin çıkarları uğruna ısrarla sürdürmeye devam ediyorlar…

Daha pekçok beter şey var. Konu Thylacine veya Kocaayak olunca her türlü bilimsel çalışma, çok büyük ciddiyetle yapılsa dahi ‘Hurafe’ damgasını yemekten kaçamıyor. Işık hızı aşılabilir ama aşılırsa dünya uzaya ciddi göç verir ve bu da işçilik ücretlerinin global anlamda fırlamasına yol açar. Antarktika’nın da yerleşime açılmamasının nedeni aşırı soğuk veya çevreci kaygılar değil elbette!

Dünya ve sistemi günümüzde resmen yalanlar üzerine kurulmuştur. Her yerde birilerinin tehlikeye düşebilecek çıkarları vardır. Eşitlik, Özgürlük, Adalet, Merhamet… Bunlar sadece kağıt üzerinde mevcuttur. Giordano Bruno’nun yakılmasının üzerinden 400 yıldan fazla süre geçti ve o gün bedel ödeyenlerin mirasçıları bugün ana akımın dışına çıkanlara bedel ödetiyor.

Osmanlı’ya matbaanın geç gelmesinin sebebi geçim kaynaklarını kaybetmek istemeyen yazıcılardı. Fetvalar işin sadece bahanesiydi. Bugün böyle neler neler var! Günümüzde dünya ekonomisi 80 küsur trilyon dolardır. Bu tabi eşit dağılmamıştır. Hiçbir zaman %100 eşitliğin bu dünyada gerçek olabileceğine inanmam. Devrim dediğimiz şey eşitliğin gelmesi değil sınıf piramidinin altüst olmasıdır. Hiçbir zaman hiçbir düzenin sahibi gücünü kaybetmek istemeyecektir. Alttaki bazı hırslılar ise tepede kendilerinin olması için herşeyi yapmaya hazırdır. Devrim denen şey bundan başka birşey değildir.

Orta gelir tuzağı ülkemizde ara ara konuşulan birşeydir, orta gelirdeki ülkeler bazı sebeplerden ötürü üst gelir seviyesindeki ülkelerin arasına katılamazlar. Alt gelir tuzağı da mevcuttur; alttakiler de orta gelire yükselemez. Bir de bence üst gelir tuzağı vardır! Günümüzde kişi başına düşen milli geliri en yüksek ülkede bu rakam aşağı yukarı 100.000 dolar civarıdır. Almanya, Japonya, ABD vs bu ülkelerdendir. Ama onlar da daha üstlere çıkamamaktadırlar. Bu ülkelerde yıllık büyüme rakamları %1, %2 civarında seyreder. Zenginleri zenginleşir ancak fakirleri olduğu yerde kalır; hatta şu anda bu ülkelerin pek çoğunda genç kesim geçmişe göre fakirleşmiştir ki zaten sarı yelekler, sağ ve sol popülizm vs gibi hareketlenmelerin ana sebebi de budur.

Bilim devrimi gerçekleşirse ‘Kıtlık sonrası ekonomi’ dediğimiz şey olacaktır. Kıtlık sonrası ekonomiyi 3 veya daha fazla haneli yıllık büyüme rakamları, gofret maliyetine akıllı telefonların mevcudiyeti ve en fakirlerin bile günümüz milyarderleri ayarında bir yaşam standardına ulaşması şeklinde tanımlayabiliriz. Bu durum insanoğlunun tamamına yakını için muhteşem bir olay olacakken şu anda global anlamda gücün sahipleri olan kimseler için de hükümranlıklarını kaybetmek anlamına gelecektir. Zaten bu yüzden günümüzde pekçok şey engellenmekte ve üniversitelerce karalanmaktadır. Günümüzde dünyadaki belli başlı üniversitelerin tamamı bu güç sahiplerinin elindedir. Dikkat ederseniz üniversiteler dışındaki vatandaş bilimi vs gibi alternatifleri karalamak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Üniversite ortamında işlerine gelmeyen bilgilerin sansürlenmesi oldukça kolaydır. Öğrenciyse diplomasını alamaz, diplomasını alabilmiş biri işten çıkarılabilir, makaleleri hiçbir yerde yayınlattırılmayabilir, kendisi karalama ve linç kampanyalarından başını asla kurtaramayabilir vs vs…

Kıtlık sonrası ekonomiyle ilgili konuşulması gereken bir başka şey ise dünyaya bakışımızı ve yaşam tarzımızı nasıl etkileyeceğidir! Beyin-Bilgisayar arayüzü ile birlikte hali hazırda bilgisayara dönüşmeye başladık bile. Bu yöntemle bir gün elektrotlar aracılığıyla 7/24 zevk halinde olabiliriz. Veya robot hizmetçiler sayesinde bütün gün yan gelip yatabiliriz. Tabi şu var ki illa birşeyler eksik olmaya devam edecektir. Veya bizi üzecek, bizi korkutacak birşeylerin ortaya çıkması da gayet mümkündür. Gerçi beynimize takılabilecek elektrotlarla veya hele de zihnimizi bir bilgisayara download edersek; acı, korku, üzüntü, sıkıntı, keder gibi duyguları anında imha etmemiz mümkün olacaktır. Tabi ‘Bu iyi birşey mi olacaktır’ sorusu üzerinde de ciddi tartışmalar yapılması gerekiyor sanırım.

Hayırlısı olsun demek en iyisi olacaktır bence!

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir