Devridaim artık bir zorunluluktur

Tarım alanlarının verimliliği azalıyor. NOx ve SO2 emisyonları ciğerlerimizi mahvedip asit yağmurlarına neden oluyor. Denetimsiz kimyasallar ve GDOlar bizi hasta ediyor. Ve de istifçi vurguncu tüccar misali özelleştirilen su kaynaklarının sahipleri ucuza alıp pahalıya satıyor ve bu da Çad gölü gibi göllerin ve su kaynaklarının kurumasına sebep oluyor.

Bunların pek çoğunun devridaim ile alakasız olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat ucuza temiz kimyasal üretimi de, okyanus suyunu arıtmak da bol bol enerji istiyor ki enerji oldukça pahalı ve zaten konvansiyonel kaynaklar ayrıca kirletici. Ayrıca fosil yakıtlar ve nükleer yenilenemiyor; rüzgar türbinleri, güneş panelleri ve barajlar gibi kaynakların da verebilecekleri sınırlı.

Devridaim’i kim istemiyor? Sadece fosil yakıtlar değil ayrıca diğer konvansiyonel enerjiden para kazananlar da istemiyor. Çünkü ucuz, temiz ve bol enerji gelirse konvansiyonel kaynakların hepsi tedavülden kaldırılacak. Ayrıca enerjinin pahalı ve kıt olması yüzünden verimli enerji tüketimi ile ilgili şeyleri üretenler de var. Ucuz ve bol enerji ise bunların da tedavülden kalkmasına neden olacak.

Peki ya devridaim neden bir zorunluluk? Girişte saydığım nedenlerden. Doğa kirlendikçe kirlendi. Gıda üretimi giderek zorlaşıyor. Madenlerin cevherlerinin kalitesi de giderek azalıyor. Ortodoks bilimciler ve onların müritleri tüketimi azaltmayı ve Malthusçuluğu öneriyorlar, ancak tüketimi çok azaltmak dahi ağır bir kıtlığı önlemeye yetmeyebilir ve Malthusçuluk da canlılığın doğasına ters olduğu için istenen ve öngörülenin tersine mevcut durumdan dahi çok daha olumsuz sonuçlar yaratabilir.

İnsanoğlu kader anına geldi. Global bir kıtlığın sonuçları çok ağır olacaktır; belki de bu yazıyı okuyanların tamamının ölümüyle veya sürünmesiyle sonuçlanacaktır. Savaşlar, açlık ve salgın hastalıklar bizi taş devrine dahi götürebilir. Artık bir seçim yapmak zorundayız.