Kocaayak denince aklınıza hurafeler ve peri masalları geliyor muhtemelen. Ama zannedeceğinizin aksine Kocaayak türüyle ilgili çok ciddi bilimsel çalışmalar yapan grupların da var olduğunu söylersem ne düşünürsünüz? Tabii maalesef çalışmalar ne kadar ciddi olursa olsun bu alanda çalışmak büyücülük damgası yemeye mahkum oluyor.

Aslında mesele rantlarını kaybetmek istemeyen lobiler ve otoritesinin sarsılmasını istemeyen bilim kürsüleri. Tabii bunun da dışında söz konusu ülke ABD veya Tibet olduğu zaman ülkelerin ulusal sırları da göz ardı edilmemeli bence. Herhalde gizli üslerin yakınlarında ne idüğü belirsiz adamların keşif yapmasına izin verileceği umulmamalı. Ormanları kesen lobiler zaten hali hazırda baskı altında ve çok daha fazlası gelirse halleri ne olur? Peki ya yıllarca karaladıkları şeyin gerçek olduğunu kabul etmek zorunda kalan bilim kürsüleri ne olacak? Mesele dediğim gibi daha çok yobazlık ve yozlaşmışlık.

Mesele kocaayak olduğunda ciddi bir muhatap olarak görülmüyorsunuz; her ne kadar çalışmanız oldukça ciddi ve özenli olsa bile. Kıtaların kayması teorisi de uzun bir süre böyle görülmüştü ama şimdi herkesçe kabul ediliyor. Amnon Marinov hala ciddiye alınmıyor mesela ama eninde sonunda ciddiye almak zorunda kalacaklar. Dönemin bilim çevrelerinin o dönemde Galileo’ya karşı çıkmalarının nedeni otoritelerinin ve rantlarının sarsılmasını istememeleriydi, bugün de öyle. Aslında sorgulanması gereken şey bence bilim otoriteleri. Çalışmalar ne kadar ciddi olursa olsun değerlendirmeyi dahi reddediyorlar. Asla saygın bir dergide yayınlanmasına izin vermezler; sansürden asla geçemez. Reptilian gibi gerçekten çok aşırı teoriler var ama herşey böyle değil.

Kocaayak ve ona benzeyen türler ABD, Tibet, Avustralya ve başka bazı coğrafyalarda gözlemleniyor. Kamuoyu baskısı sonucu çıkacak çevre koruma kanunlarını anlatmama gerek bile yok sanırım. Bence onlar için umudu getirecek şey bilinçlendirme! Aydın sayılabilecek insanlar bol bol araştırmalı, yazıp çizmeli, çevresine propagandasını yapmalı… Soyları hala var olabilir ama bu tükenmeyecekleri anlamına gelmiyor. Ve hatta ortaya çıkmamaları adına özellikle bile yoketmeye çalışabilirler. Bilim bugüne birilerinin ödediği bedellerle geldi. Hiçbir otorite ve şebeke kendiliğinden teslim olmaz. Rantlarını korumak adına kaçak dövüşecekler; adil bir dövüş sakın beklemeyin. Zaten ciddi bilimsel çalışmaların kürsülerce karalanması buna işaret etmiyor mu? Ama hiçbirşey sonsuza kadar sır olarak kalamaz. Yalanları ve iftiraları mutlaka ortaya çıkacak.

Kocaayaklar değil sadece; Thylacine, Waheela, Mokele Mbembe gibi başkaları da var. Ve Hassium, Devridaim, Erkek Hakları, Sigara gibi diğer konular da. Sabır. Savaşa devam!

YanıtlaTümünü yanıtlaYönlendir
0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir