Günümüz dünyası deney ve gözlemi putlaştırmış ve sorgulanamaz hale getirmiş durumda. Ama bu hep böyle değildi. Mesela aklın ve mantığın deney ve gözlemden daha önemli olduğunu savunan pekçokları olmuştur. Bunun dışında onların arasında unutulmuş birşey vardır: Sezgicilik!

Batıda 20.yy’ın başında Henri Bergson dillendiriyordu. Ortaçağ’da da Gazali ve Muhyiddin Arabi her ne kadar bu kelimeyi kullanmasalar da sezgiyi en öne koyuyorlardı. Deney ve gözlem sorgulanamaz mıdır? Veya akıl mantık da aynı şekilde. Hiçbirisinin alternatifi olamaz mı? Orta çağda bilinçaltı bilinmiyordu. Bu tarz bilgilerin vahiy olarak adlandırılması oldukça kolaydı. Şamanlar da transa geçip birşeyler söylüyordu. Son 300 yıldaki ezberlerimiz yüzünden binlerce yıllık birikimlere düşman olduk. Bilimsel metoda ve deney gözleme bağlıyız çünkü bunun dışında yöntemler olabileceğini hayal bile edemiyoruz; sadece ezberliyoruz. İnsan bir makine değildir. Makinenin duyguları yoktur ama insanın vardır. İnsan acıkır, susar, üşür, yorulur ama bilgisayarlar sadece ısınır veya fişten çekilir. Hayatımız giderek mekanikleşti. Global medeniyetin çöküşünün işaretleri şimdiden belirdi. Tarım alanları verimsizleşiyor, doğan bebek sayısı azalıyor, kirlilik gittikçe artıyor ve çok daha fazlası. Yeni doğanlarda ortalama zeka düşerken otizm hızla artıyor çünkü artık doğamız da değişim istiyor ve bu nedenden dolayı ortanın üstü zekayı yokedip farklıyı çıkaracak olan otizmlilerin sayısını arttırıyor.

Aslında sorun son 300 yıldır varolsa da kökeni erken Hristiyanların baskıcılığıydı çünkü onlar kendi doktrinleri dışında herşeyi inatla reddediyorlar, bununla da kalmayıp bastırıyorlardı. Çok zengin olan Aztek felsefesi yitip gitti. Başkaları da var. Eğer egzotik bir ilgi odağı olamasaydı Şamanizm de yokolacaktı. Çin ve Hint medeniyetlerinde de sezgiyi destekleyecek o kadar da çok şey yok. Bu işlerin altın yerleri aslında Polinezya, Sahra Altı Afrikası, Sibirya ve Kolomb öncesi Amerikasıydı. Ama son 200 yıldır dünyaya hakim olan batı medeniyeti kendilerinin yanılıp onların haklı olma ihtimallerini görmek dahi istemedi. Çin de kendi doktrinlerini çok sorgulamaya açık değil ve üstüne kısmen batılılaştı da.

Değer verirsiniz veya vermezsiniz ama tıpkı Muhyiddin Arabinin dediği gibi bu da bir yöntem, yol ve metod! Üstündür veya değildir bu sizin kararınız ama bence en azından şans verirseniz çok iyi olur.

Sevgi ve selametle!

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir