Maalesef bırakın ülkemizi, dünyanın tamamında psikolog ve psikiyatrların hiç değilse çoğunluğunun kalitesi oldukça düşük. Bu şizofreni, depresyon, anksiyete, panik atak, okb gibi problemleri olanlar için kötü haber. Peki bu gerçek karşısında ne yapabiliriz? Ne yapmalıyız?

Aslında şizofreni dahil bu hastalıkların tümü günümüzde yalnızca psikoterapi ile %100 tedavi edilebiliyor. Tabi söylediğim gibi insanı cüzdan olarak görmeyen veya deneme tahtasına çevirmeyen iyi bir psikoterapist bulmak gerçekten ciddi bir sorun. Zaten konumuz bu şartlar altında ne yapılabileceği!

Öncelikle hastanın kendisinin veya onu seven bir yakınının bu konularla ilgili bolca kitap okumasını şiddetle tavsiye ederim. Özellikle kaliteli psikolog ve psikiyatrların oldukça kıt olduğu durumlarda gereken müdahalelerin ve telkinlerin pekçoğunda iş başa düşmektedir. Ayrıca bu kitaplar bir anlamda da sizden çok uzakta ve randevu veremeyecek olan kaliteli uzmanlarla bir nevi iletişimdir.

Psikolojik problemleri olan insanların hem kendileri hem de yakınları çok ciddi bir çaresizlikte hissedebilir kendini. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki tedavinin ve iyileşmenin en can alıcı stebi aslında sadece iyileşmeyi samimiyetle kişinin istemesidir. Bir kere samimiyetle istendikten sonra her zorluk şaşırtıcı bir kolaylıkla aşılabilir. Ve unutmayın ki John Nash gibi çok ağır olup da tamamen iyileşen örnekler de mevcuttur.

Bunlar özellikle stresin iyice arttığı günümüzde herkesin başına gelebilecek şeylerdir. Çevremizdeki pekçok insan ise bu konuda genelde de bilmeyerek olumsuz etkide bulunmaktadır. Ayrıca bu gibi problemleri olan insanlara karşı insanlar çoğunlukla anlayışsızdır ve anlayışsızlıkları hastalar açısından çok ciddi problemlere neden olabilir.

Unutulmaması gereken bir diğer şey de hastalığın ve tedavinin kendine özgü olması gerektiğidir. Herkese uyan şablonlar psikolojik problemlerde mevcut değildir. Bir hasta bir tedaviye oldukça iyi yanıt verirken aynı tedavi bir başkasını aksine kötüye götürebilir. O yüzden kişilere uygulanacak tedavilerin seçimi oldukça önem kazanır.

Bu problemler kesinlikle çözümsüz değildir. Dediğim gibi en can alıcı nokta bu işin bitmesini samimiyetle istemektir. Umutsuzluğa kapılmayın. Sadece kendinize bitmesini isteyip istemediğinizi sorun ve sakin olun.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir