Bırakın Mars’ı, Andromeda’ya günübirlik geziler yapacak teknolojiye şimdiden sahibiz. Ama neden yok? Çünkü birilerinin işine gelmiyor da ondan.

Nietzsche, güç istenci der ya, global elitler ellerindeki gücü bırakmak istemiyorlar. Uzay kolonileri, devridaim, sentetik yerçekimi, laboratuvar yapımı organlar hatta insanlar olursa onların hayat kalitelerinde bir azalma olmayacak. Ama bahsettiğimiz teknolojik devrim sonucunda şu anda dünyayı yönetenler yerlerini başkalarına bırakacak. Şunu çok net söyleyeyim ki elitler bu imkanlara şimdiden sahip. Peki ya bizim suçumuz ne bu zenginlikten mahrum olmak için?

Dünya düzeni 18. Yüzyılda uğruna bedel ödediği değerlerini 21. Yüzyıla geldiğimizde bizzat kendisi çiğniyor. Teknolojilerin saklanması, sansür, körü körüne iman… Bunlara karşı savaşmamışlar mıydı? Neden Giordano Bruno yakıldı? Ana akım bilimsel makale yayınlayan kurumlar bir sansür mekanizmasına dönüşmüş durumda günümüzde. Hiçbirşey ispatlamak zorunda hissetmiyorlar kendilerini ama ufacık bir itiraz getirdiğinizde bilim karşıtlığıyla suçlanıyorsunuz. Uçuk kültlerden ne farkı var? Niye bilime iman etmek zorundayım? Sorgulama ve akılcılık sloganlarıyla günümüzde tam tersi yapılmaktadır. Bunların nedeni aslında çok basit: böyle yapmazlarsa hem elitler hem de onların papazları olan bilim adamları ellerindeki gücü kaybederler. Olay para yada zenginlik değil. Güç! Galileo zamanında da farklı değildi. Her zaman mesele güçtü ve onu kaybetme meselesiydi.

Arada bahsederim yaşlı zenginlerin kendi varisleri tarafından ortadan kaldırıldığını tezimden… Bu imkanlara sahip olan bir kimse neden ölümsüz olmayı istemesin ki? En iyi imkanlara da onlar değilse kim sahip? Ama daha 110 olabilmiş olan bile yok aralarında. Şimdilik yeni kuşak gayet başarılı gidiyor ama eskiler de artık direnmeye illaki başlayacaklardır. Artık aralarındaki sorunları görmezden gelmelerine neden olabilecek Saddam, Kaddafi veya SSCB gibi bir düşman da yok. Ayrıca sadece hanedanların kendi içi değil, ortak düşman kalmamış olmasından dolayı hanedanlar arası çekişmeler başlamaması da imkansız. Elbette bize bunların haberlerinin ulaşması mümkün görünmüyor. Ama mağlup etmeye güç yetiremediğimiz hasımlarımızın dalaşıp birbirini tüketmesi; üstüne bunun da Açlık oyunlarındaki gibi bir sona kalan maçına dönüşmesinden daha güzel ne olabilir ki?

Normalde oldukça kötümser biri olmama karşın bu konularda nedense şaşırtıcı derecede iyimserim. Sabretmek lazım. Hayırlısı.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir