Bize söylenmeyen pek çok şey var. Pek çok bulguyu bilgiyi karartıyorlar. Otoritelerinin sarsılmasından korkuyorlar. Çıkarlarının zedelenmesinden korkuyorlar. Ya onlar hariç herkes kazanacak yada onlar hariç herkes kaybedecek!

Radyometrik tarihleme ile ilgili pek çok problem mevcut. Bazı kavimlerin yazılarını çözmek istemiyorlar. Belki de çözdüler ama bize duyurmuyorlar. Pek çok teknolojinin önü kesiliyor. Ve daha pek çok şey söylenebilir. Belki Nibiru’yu buldular ama açıklamıyorlar. Neyi gizliyorlar? Gary McKinnon’un yaptığı hacker’lık, insanoğluna büyük bir hizmet olmuştur. Mars gibi yerlere gizli uzay misyonları yapıldığı söyleniyor. Arkeolojik kazılarda bir medeniyet çıktı belki. Kaldı ki sözde saygın bilimsel yayın organlarının var olmayan bulguları bizimle paylaşmadığının kanıtı ne? Gerçek olmayan şeyleri söylemediklerinin ve söylemeyeceklerinin kanıtı ne? Doğrulama ve sorgulama gibi imkanlara sahip miyiz? Sadece tıp alanında bile bir sürü skandal şimdiden ortaya çıkmış durumda ve yazılıp çiziliyor. Birde ‘Climategate’ ve ‘Denialgate’ gibi skandallar var hali hazırda! Matematik gibi kimsenin ilgisini çekmeyen alanlarda dahi bilerek isteyerek gerçek olmayan şeyler söylüyor olabilirler ve zaten kimsenin ilgisini çekmediği için böyle şeylerin tespiti imkansız gibi. Element 108 ve diğer süperağır elementlerle ilgili de bir sürü şaibe var. Cherdyntsev ve Marinov gibileri çok az. Üniversitelerde ve sözde saygın yayın organlarında bilimsel verileri sansürlemek, gizlemek ve tahrif etmek çok kolay. Ama vatandaş bilimini (gayrıresmi/hobi olarak çalışanların bilimini) sansürlemek çok daha zor. Neden istemiyorlar sizce vatandaş bilimini? Her yerde birilerinin çıkarları var. Herkesin bir çıkarı olduğu için birbirlerini tutuyorlar ve sansürlemekte birbirleriyle yarışıyorlar. Bilim kürsüleri sorgusuz sualsiz iman istiyor bizden! Kendilerinin ağzından çıkan sözlere iman etmemiz için ne sebep var? Fosil yakıt ve Yenilenebilir enerji lobilerinin çıkar çatışmaları sayesinde pek çok veri ortalığa saçılabildi. Doğal ürün satmak isteyen ve benzeri, yani çıkarı alternatif tıpta olan kimseler olmasa Tıp alanındaki skandalları öğrenmemizin imkanı olmazdı. Komplo teorilerini de çok uçuk ve saçma teoriler üreterek hem itibarsızlaştırıyorlar, hem de o teorilerden faydalanabilecek kişiler için sap ile samanı birbirine karıştırarak müthiş bir bilgi kirliliği yaratıyorlar ve bu sayede o teorilerden faydalanmayı imkansız hale getiriyorlar. Ayrıca alternatif tıp ve free energy başta olmak üzere bu alanda gerçekten dolandırıcı olan kimseler de var ve bu kimselerin varlığı düzenin çok işine geliyor. Mesela ciddi bir araştırma yaptığınızda sayısız devridaim motoru tarifiyle karşılaşıyorsunuz. Belki çok azı gerçekten çalışıyor. Ve uğraşınca ‘çalışmadı zaten’ diyorsunuz. İşte düzen tam olarak da böyle düşünmenizi istiyor. Ayrıca pek çok yer, inanılmaz seyreltilmiş veya kalitesi çok düşük ürünleri çok pahalıya satıyor ve bundan inanılmaz kar ediyor. Böylece hem ortodoks bilimin propagandasına kapılmak çok daha kolaylaşıyor hem de düzen muhalifleri ve tezleri de iyice itibarsızlaşıyor. Darwinizm, para ve güç kazanmak adına her şeyin mübah olduğu bir sistemi yarattı. ‘Altta kalanın canı çıksın’ zihniyeti dünyanın her yerinde. İnsan çok değersizleştirildi. Modern dünya eskisini aratıyor. Plütokrasi dünyanın her yerinde terör estiriyor. Ama onların sonunu da kendi varisleri getiriyor! Düşünün; neden dünyanın en yaşlıları listesinde çok çok zengin hiç kimse yok? Bize göre çok daha fazla şeye ulaşabilirler. Crispr CAS9, telomeraz ve laboratuar yapımı organların çağına geldik artık. Ama olmuyor! İnsan insanın kurdudur! Günümüz dünyasında enerji ve temiz su, kıtlığı ve azlığı suni olarak yaratılan şeylerdir. Aslında dünyada çok daha ucuz, bol ve temiz kaynaklar mevcut. Çok daha fazla şey var. Ama bunların pahalı, kıt ve kirletici oluşları plütokrasiye çok ciddi karlar sağlıyorlar. Aslında bu paraları harcamak için istemiyorlar. Ama günümüz dünyasında gücün kaynağı paradır. Güçlerini kaybetmek istemiyorlar. Plütokratik sistemde herkesin çıkarı birbirine bağlıdır. Katolik engizisyonundan daha şiddetli ortodoks bilim engizisyonu plütokraside yeri olan herkesin çıkarlarını koruyor. Afrika’daki bir çocuk kirli sudan ve açlıktan ölürken, Amerika’daki bir adam kalp ve kanserden ölüyor. Ölmeden ve ölene kadar da hemen herkes korkunç acılar çekiyor. Sadece onlar değil; sevenleri de ayrıca acı çekiyor. Plütokrasi hiçbir şeyde olmadığı kadar beyin yıkamada başarılı. İnsanlar şarkıcıların, akıllı telefonların ve benzeri şeyin peşinde koşuşturuyor. Bu, günümüz insanının havucudur. Bunlar için kendini tüketerek köpek gibi çalışıyor. Çoğunluğu da dişe dokunur hiç bir şey elde edemiyor. Ama kendini ve durumunu sorgulayamıyor da! Düşünenler ve sorgulayanlar günümüz distopyasının en tehlikeli insanlarıdır. Çünkü köle, köle olduğunu bilmezse isyan etmez. Köle, kölelikten başka bir şey bilmezse isyan etmez. Dünyamız yalanlarla ve beyin yıkamalarla dolu! Dünyada her yerde kendi çıkarlarını evrensel değerler olarak işliyorlar. Propagandalara kapılanlar sorgulama gereği dahi duymuyor! Neden sorgulasın ki? Size şunu sorayım:  Neden doğum oranları eğitim seviyesiyle ters orantılı? Neden zekilerin çocuk doğurmayıp zeki olmayanların çoğaldığından şikayetçiler? Çünkü zeki olmayıp eğitimsiz olanlar plütokrasinin beyin yıkamasını duymadıkları veya anlamadıkları için propagandalarından sözde zeki ve akıllılar kadar etkilenmiyorlar. Niye modern örgün eğitim dediğimiz öğütücü ve torna makinesinden en başarılı geçenlerin feminist ve ortodoks bilim yanlısı olduğunu da çok iyi açıklıyor bence!

Dinde reformdan bahsediyorlar. Bence gereken şey bilimde reform! Gerçek olmayan şeyler, sansür ve daha pek çok şey… Bugünkü dünya düzeni; özgür düşünceyi, sorgulamayı ve bu tarz değerleri savunarak iktidara geldi. Ama günümüze gelindiğinde özgür düşüncenin ve sorgulamanın fersah fersah uzağındalar. Gerçi hala söylemler değişmedi. Devrimler, sonunda yok etmeye yemin ettiği şeytana dönüşür. Günümüz dünya düzeni de buna çok iyi bir örnek. Paganların iktidarında acı çeken Hristiyanlar da gücü bir kez eline geçirince Paganlara çok daha kötüsünü yaptılar. Kuduz, Çiçek ve Veba bitti ama yerine Kalp hastalıkları, Kanser ve Psikiyatrik problemler geldi. Teknolojik tekillikten ve kıtlık sonrası ekonomiden bahsediyorlar. Bazılarının gelecek tasviri distopik! Popüler kültür ile uyutuyor insanları. Ve de birbirlerine düşman ediyorlar farklı yöntemlerle ki asla birleşemesinler. Alman Türk’ten nefret ediyor, Türk Suriye’liden nefret ediyor, Amerikalı Meksika’lıdan nefret ediyor… Aslında hepimizin düşmanı ortak! Bilim, Din, Felsefe ve Büyü; çağlar boyunca beraberdi. Ama günümüzde Bilim tanrılaştırıldı, Din ezildi, Felsefe Bilimin emrine verildi ve Büyü ise tamamen reddedildi. Neden ayırdılar birbirlerinden? Yobazlık ve Yozlaşmışlık! Düşünmek, sorgulamak; istenmeyen şeyler günümüz dünyasında! Farklı fikirde olmak suç! Bilim camiasında daha ortaya çıkmamış nice skandal var ve bunları ancak çıkar gruplarının birbirine şiddetli bir biçimde girmesiyle öğrenebiliriz. İlginçtir ki Orta Çağ’a ilk kez karanlık çağ diyenler bizzat Orta Çağ’ın sonunda çıkmış aydınlardır. Çünkü aydınlar kendi toplumlarının sıkıntısını görür ama geçmişi o kadar da iyi analiz edemeyebilir. Dünya yaşamında sıkıntı dert olmaması imkansızdır. Ama en azından daha iyisi için çalışabiliriz. Yazarız çizeriz. Aydınlar yetiştiririz. Ama Plütokrasi, aydınların yetişmesini istemiyor. Çünkü düşünen ve sorgulayan kimseler, düzenler için en tehlikeli kimselerdir. Fakirlerin zenginleşmesini istiyoruz. Ama önerenlerin çoğu bunu zenginleri fakirleştirerek yapmaya çalışıyor. Ve sonunda fakirler de zenginleşmemiş oluyor. Halbuki sanayi devrimi öncesi bütün ekonomik büyümeler ve nufus artışları teknolojinin ilerlemesi sayesinde olmuştur. ABD-Çin, AB-Rusya ve Teknoloji devleri arası rekabetler özellikle bilgisayar teknolojisinin hızla ilerlemesini sağlayabilir. Komünizm tıkandığı için çöktü. Ama günümüzde kapitalizm de tıkandı ve komünistlerin yaptığı keşifler ise inkar ediliyor. SSCB, Sibirya soğuğunda limon yetiştirmeyi dahi başarmıştı. Akan bir suda tıkanıklık oluşursa o su göle dönüşür. Dolar, dolar, dolar ve en sonunda yeteri doygunluğa ulaşınca da bir yerden patlar. Dua edelim ki bu patlamanın bizler için olumsuz sonuçları olmasın!

Hayırlısı! Çalışıp çabalayacağız. Artık ne olursa. Zaten dünya geçici bir yer. Ama iyi bir şeyler yapmamızda hiçbir sakınca da yok!

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir