Bolluk ve bereket… Ya da tam tersi! İnsanın başına herşey gelebilir. Doğru yol nedir yanlış yol nedir hiç belli değildir. Dünyadaki bazı günler oldukça zor geçer. Doğrular ve yanlışlar birbiriyle karıştırılabilir. Bizi yanlış yönlendirecek olan pek çokları var. Bilgelik yolundan kim gidebilir?

Günümüzde dünyaya baktığınızda sayısız şeytanlık görürsünüz. Hep böyleydi, hep böyle olacak. Gülen Buddha bolluk bereket ve mutluluğu simgeler. Bunun için doğru şeye çok çalışmak lazımdır ama bu şey finansal kariyer değildir. Pekçok şey tarihte kaybolmuş olsa da geride okunacak hala çok fazla yazı çizi vardır. Ama herkesin zekası yetmez! Herkesin zamanı da yetmez! Başka yollar da var! Zikirler, dualar, meditasyonlar, oruçlar… Ama genele baktığınız zaman az sayıda insanın işidir bunlar. Çoğunluk ya tarla çapalar, ya dükkan işletir, ya krallığı vardır veya benzeri birşeylerle uğraşır. Birşeyler görmüş ve gösterilmiştir; dışına çıkma ihtiyacı hissetmez. Hele günümüzde tüketim kültürü var! Düzen ‘Tüketmekten başka mutluluk kaynağı yoktur’ dogması için ölümüne savaşıyor. Bazısı da tüketmekle değil güç ile ilgileniyor. Mesela Stalin böyleydi… Herşey mutluluk huzur ve rahat için midir? Her çaba? İnsan neye doğru gitmek ister? İnsan yaşadığı süre içerisinde neyle uğraşmalıdır? Neye yönelmelidir? Neyi hedeflemelidir? Bizim için iyi ve güzel olan nedir? Bir yanda dinler bir yanda modern felsefeler… Tabi ikisine de dahil olmayan şeyler olabilir! Neden bilim ve empirisizm putu uğruna binlerce yıllık birikimi ve gelenekleri elimizin tersiyle itelim? Ama birşeyin binlerce yıllık olması o şeyin tamamen gerçek ve doğru olduğu anlamına gelmez. Tabi ‘Çöp’ olduğu anlamına da hiç gelmez! Neyin iyi neyin kötü olduğu hiç belli olmaz; bazıları ancak çok uzun zaman geçtikten sonra belli olur! İyi dediğimiz şeyin iyi, kötü dediklerimizin ise kötü olduğuna emin miyiz? Yanılmadığınıza gerçekten emin misiniz? İnsanoğlu içerisinde bilmediğini bilmeyen pekçokları vardır. Pekçok insan birşeyleri iyi bildiğini zannettiği için iyilik yapmak isterken kötülük yapar. Bundan dolayı istisnasız herşey sorgulanmalıdır. Ama bilgeliğin tek yolu ayaklı kütüphaneye dönüşmek değildir. Ömrü boyunca köyünden çıkmamış bir adam okuma yazma bilmemesine ve köylüsü dışında hemen hemen hiçkimseyle tanışmamış olmasına rağmen sadece istekli bir biçimde ototelkinlerde bulunarak bile bilgeliğe ulaşabilir. Bazılarının onyıllarını alan bu süreçler bazısında birkaç günde bile tamamlanabilir. İnsan beyninin günümüz biliminin öngörmesi dahi mümkün olmayan yetenekleri ve becerileri vardır. Eskiden kullanılan pekçok bilimsel bilgi günümüzde ‘Din’ ve ‘Hurafe’ damgası yemiştir ancak onların hiç değilse önemli bir kısmı en azından bir akıllı telefon veya bir uçak kadar bilimdir.

Tabularla uğraşmak hoşuma gidiyor. Çok büyük adam olduğumu iddia etmeyeceğim. Daha çok belamı arıyorum sanırım. Ne yapalım; Allah beni böyle yaratmış.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir