Neolitik devrim ve sanayi devrimi gibi; ama çıkar sahiplerince engelleniyor. Osmanlı’ya matbaanın gelmesini geciktirenler kitapları elle çoğaltan yazıcılardı; fetvalar işin sadece bahanesiydi…

O gün fetvalar vardı bugün de çürütülmesi engellenen bilimsel kanunlar var. Global üniversiteler ve kürsüleri tıpkı engizisyondaki gibi gerçekleri sansürlemekle meşgul. Birçokları rüşvet karşılığı bilimsel makalelerde bilerek olandan farklı sonuç veriliyor. Rüşvet verilemeyecek olanlar da tehdit ediliyor. Bu yalanlardan nemalananları üst üste koyduğunuz zaman günümüz dünya ekonomisinin çoğunluğuna denk geliyor. Ülkemizde çok konuşulan orta gelir tuzağı var; alt gelir tuzağı da var; birde kimsenin konuşmadığı üst gelir tuzağı var! ‘O da ne?’ diyebilirsiniz; kastettiğim şey üst gelirdeki ülkelerin daha aşağıya inmesi değil. Daha üste çıkamıyorlar. Üst gelirdeki ülkelerde zenginler zenginleşti ama fakirlerde fakirleşti. Şimdi 30 yaşında olan bir genç, ebeveynlerinin 30 yaşındaki standardının altında. Ki zaten bu yüzden popülizm ve sarı yelekliler peydah oldu. Eric Hoffer zenginken fakir düşenlerin kitle hareketlerine en çok ilgi gösteren kesim olduğunu söyler. İşte bunun sorumlusu kastettiğim üst gelir tuzağıdır. Bunun dışında ayrıca Çinde Hindistanda herkesin yüksek standardda yaşaması durumunda dünyanın kaynaklarının bunu kaldıramayacağı yalanını söylüyorlar. Rahmetli Haydar Baş teknolojinin ilerlemesinin kaynakları sınırsızlaştırdığını söyler. İşte sorun burada: Teknolojinin ilerlemesini engelliyorlar! Teknoloji ilerlerse işçilere tehdit oluşturacağını söylüyorlar; öyle olsaydı sanayi devriminden bu yanaki ilerlemeler sonucunda günümüzde global %95 işsizlik olması gerekirdi ama olmadı. Esas, engellenen teknolojilerin tedavülden kaldıracağı sanayiler ve onlardan kazananlar ciddi bir tehdit altında. Bu yüzden bilimadamlarına yalan söyletiyorlar. 18. Yy’dan beri ortodoks bilim tanrılaştı ve dinleşti. Şu anda çok daha büyük bir engizisyon ile karşı karşıyayız çünkü tehdit altında olan şeyler çok daha fazla. Ucuz bol temiz enerji kaynakları şimdiki enerji kaynaklarını ve verimli enerji zımbırtılarını tedavülden kaldıracak. Yazılım yazan yazılımlar yazılımcıları tedavülden kaldıracak. Crispr Cas9, Laboratuar yapımı organlar ve yeni süper ilaçlar hastane masraflarını tedavülden kaldıracak. Nükleer simya değerli metal piyasalarını tedavülden kaldıracak. Kaybedecek şeyi olanların sayısı az değil. Ama o güne kadar kaybeden biziz.

Kaybeden olmak istiyor musunuz? Ya fakirliğe mahkum olmak? Ciklet fiyatına akıllı telefonların çağı çoktan geldi. Sadece gidip almamız gerekiyor. Altın soru şu: Onlar mı kaybedecek yoksa biz mi? İki tarafın birden kazanması mümkün değil!

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir