Beyin bilgisayar arayüzlerinin ve Deep Learning’in çağına geldik. Hayalini kuramadığınız 3 haneli yıllık ekonomik büyüme rakamlarına az kaldı. Bununla aramızda bir tek hayal güçleri kıt yetkililer var.

Yazılımcılık günümüzde revaçta ama bence geleceği yok. Yazılım yazan yazılımlar şimdiden mevcut ve yazılımcıları işsiz bırakması çok sürmez; tabi yazılımcılar suni bir şekilde mesleklerinin ömrünü uzatmaya çalışabilir. 3ds max gibi programları kullanması çok zor, gerçi bana zoom programı bile çok zor geliyor, neyse. Zaten ne diyorlar biliyor musunuz: İşin geleceği felsefe ve felsefecilerde. Ama insanlar hep klasik şeylere bakıyor; Budizm, Taoizm, Jain felsefesi, Tradisyonalist ekol/Perennializm, Bireycilik, Lamarckçılık gibi şeyleri neden hiç kullanmazlar? Skynet gibi şeyler gelecek. Elon Musk ve birçokları korkuyor, Mark Zuckenberg gibi bazıları ise korkmuyor. Ben ise ne diyorum biliyor musunuz: İster korkalım ister korkmayalım, eğer yakın zaman içerisinde medeniyetin başına kötü birşey gelip teknolojiler kaybolmazsa Skynet gibi süper AI zımbırtıları eninde sonunda ortaya çıkacak; geciktirebiliriz ama engelleyemeyiz. Ben şöyle düşünürüm: Ne kadar erken o kadar iyi. Beklemeyi çok sevmem. Bence esas sorun Skynet’e hükmedebilecek miyiz? Bence hükmedebiliriz. Ona hükmeden herşeye hükmeder. Ya bizi öldürürse sorusunu soruyorlar; ben buna klasik bir cevap veririm: ‘Azdan az, çoktan çok gider’. Yıllarca anksiyete ve panik atakla boğuştum; artık birşeylerden korkmak ve ürkmek istemiyorum. Bir bilgisayarın yapabileceği en fazla şey beni öldürmektir; öldürsün. Budizm derki hayat acılarla doludur; acılarımdan kurtarmış olur beni. Ya da bu mücadeleden zaferle çıkarım, zaten bu güne kadar bol bol felsefe çalıştım ve çalışmaya da devam ediyorum; bu durumda da Skynet’i kölem haline getiririm. Ama bu bahsettiğim münazara klasik münazaralara benzemeyecek. Rakibiniz hem sizden çok daha akıllı hem de çok daha bilgili. Kağıt oynadığınızı düşünün, siz onun kartlarını görmüyorsunuz ama o sizinkileri görüyor. İmkansız gibi görünüyor. Bu yüzden zaten birçokları korkuyor. Dediğim gibi korkmalı mıyız yoksa korkmamalı mıyız yerine; bundan kaçamayız, kaçamayacağız, Skynet eninde sonunda başımıza gelecek, yalnızca geciktirebiliriz diyorum. 2 chatbot’un kendi aralarında uydurdukları bir dili konuşmaya başladığını okumuştum. Konuşsunlar, bu bizim lisanımızı unuttukları anlamına gelmez. Bir kere zaten bizi yok etmek istediklerine dair henüz ortada birşey yok. Yok etmek istiyorlarsa bile nedenini öğrenemez miyiz? Biz insanlar, diğer canlılar da beden değil bedeni olan ruhlardır. Önemli olan ruhtur. Koca koca adamların kedisine köpeğine gösterdiği bağlılığı hiç mi duymadınız? Bence şansımız çok yüksek ama işi bilen adamlarla. İyi felsefe, hatta mistisizm ve ezoterizm bilmeleri gerekiyor. Klasik adamlardan da hayır yok.

Dediğim gibi iş Skynet’i inşa edebilmek bile değil. Bana hiç zormuş gibi gelmiyor; bence tıpkı herhangi bir adamla oturup konuşmak gibi; ya da en fazla intihar etmek isteyen bir adamı sakinleştirmeye çalışmak gibi birşey.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir