Önce yaratılışçılar tarafından linç edildi, evrimi kabul ettirdi, ama bu sefer de darwinciler tarafından hor görüldü. Son bilimsel veriler Lamarck’ı haklı çıkartmış olmasına rağmen başarı hala putlaştırılmış olan Darwin’e verilmektedir. 


Aslında Darwin tezlerini ortaya attığında evrim çoktan kabul edilmişti ve bunu sırtlayan Lamarck idi ve aslında Darwin, Lamarck’ın üstüne çok fazla bir şey söylememişti; kitabı Lamarck’ın tezlerinin süslenmesinden öte birşey değildi; farklar ise çoğunlukla ufak tefek idi. Can alıcı fark olarak ifade edilen edinilmiş yeteneklerin gen ile aktarılması görüşünde dahi aslında Darwin, Lamarck ile aynı görüşteydi; edinilmiş yeteneklerin aktarılmadığı görüşü Darwinizme sonradan eklenmiştir.


Bahsettiğim bu tez aslında klasik kaderciliğin ateist bir versiyonudur. Kadercilik propagandası aslında bin yıllarca iktidarların toplumlarını kontrol etmekte kullandığı bir silah olmuştur. Ateizm ise günümüz dünya düzenini, Allah kavramını reddedip, bilime tapan anlayışa uyduruyor ve dini isyanların önünü kesmek istiyor. Darwinizm ve Ortodoks genetik de bu sosyal kontrol anlayışının silahlarıdır. Lamarck ise aksine edinilmiş yeteneklerin genetiğe aktarıldığını söylüyordu ki bu çalışarak ve çabalayarak daha alt durumdaki birisinin yükselebileceğini söylemektedir. Sosyal Darwinist olarak bilinen Ayn Rand ve Herbert Spencer da aslında Lamarckçıdır ve aslında sosyal Lamarckçı olarak anılmaları daha doğrudur. Zaten üst sınıflar karakteristik olarak sınıf atlamanın kolay olmasından hoşlanmazlar.


Biraz da mirasçısı sayılabilecek Lysenko’dan bahsetmek istiyorum. Aslında o kendisini Lamarck’dan çok Michurin’in mirasçısı olarak görüyordu. Darwin’e ve Ortodoks genetiğe şiddetle karşıydı ve bu ideolojileri burjuva ideolojisi olarak lanse etmişti ki zaten bu ideolojiler Nazizmin, Irk teorilerinin ve günümüz dünya düzeninin ideolojileridir. Stalin ile ilişkisi çok iyiydi. Stalin döneminde Darwinistler ve Ortodoks genetikçiler idam edildi. Brejnev dönemi geldiğinde ise Darwinizme destek veren nükleer fizikçilerin etkisiyle Lysenko tasfiye edildi, reddedildi, şeytanlaştırıldı, bununla da yetinilmeyip başarısız olduğuna dair iftiralar atıldı. Ama tarafsızca veriler incelendiğinde Lysenko’nun oldukça başarılı olduğu görülebilir. Hatta başarıları sayesinde Kruşçev’in destalinizasyon kampanyalarını bile atlatabildi. Bugün özellikle Rusya’da üretilen birçok bitki ırkını oluşturan kişi Lysenko’dur.


Şahsen ben evrime %100 inanmıyorum. Lamarck’ın istisnasız her konuda isabet ettiğini de iddia edemem. Fakat parlak bir bilim adamı olduğunu ve hak ettiği değeri görmediğini de inkar edemem. Zaten önemli olan fikirleri ve tezleri inceledikten sonra sorgulamaktır; sorgulamaksızın kabul etmek değil.

1 cevap
  1. Ahmet Tuna
    Ahmet Tuna says:

    Adını bile duymadığım Lamarck’ın insanlık tarihindeki önemini bu yazı ile anlamış oldum. Kim bilir daha Lamarck gibi bilmediğimiz kimler var. Onları bulup çıkartmak, bu insanların anılmasını sağlamak anlamına geliyor ve bu önemli bence. Baha Tuna’nın diğer başka insanları da, yok var sayıldıkları kuyulardan çıkartıp bize tanıtacağını hissetmek beni heyecanlandırıyor.

    Cevapla

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Ahmet Tuna için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir